6 Aralık 2012 Perşembe

Ey Aşk Ey En Sevdiğim


Ey insan! Fazla zamanın kalmadı artık… Zikri arttır… Aklı, kalbi ve hücrelerini ‘bir’le…’Bir’leyemezsen Cennet uzaklaşacak senden… Cennet’te ‘bir’ vücudun olamayacak o zaman! Ey kendilerine bahşedilen melekelerinin hürriyetini bırakıp, şeytanın ateşine tutsak edilmeyi seçen insanlar! Dünya hayatının arzu silikonları! Bütün ömürlerince hakikatle bir defa bile irtibat kuramamış olan sanal fareler! Şeytanın ağı içinde esir alınmış skarabe böcekleri! Sizce zamanı tersine çevirmek mümkün mü? Şeytanın, o ilk günahın işlendiği ana dönme çabaları sizce gerçek olabilecek mi? Onda bir takıntı haline gelen ölümsüzlük arzusu o anın içinde sizin üzerinizden gerçekleşebilecek mi? Mümkün mü her ‘şey’i tersine çevirmek? Cehennem’i Cennet yapmak! Şeytan elbette biliyor bu arzusunu hiçbir zaman gerçekleştiremeyeceğini… O zaman sen bu yalana nasıl inanıyorsun da tüm hayatını şeytana bağlıyorsun...

 Yazar:Hayati Sır

Aşkın Son Nefesi


Aşkı bilmeden aşk anlatılmaz. Aşk, herkesin bildiği bir kelime... Ama herkesin hissettiği bir duygu değil. Şems-i Tebrizi'nin aşkı anlatılıyor bu kitapta... Daha önce onlarcası anlattı... Her anlatan, kendi aşk anlayışını anlattı... Kimi Şems-i Tebrizi'yi Mevlana'nın aşığı gördü. Kimi kendine aşık. Kimi Allah aşkından bahsetti, kimi Kimya'ya duyulan aşk kıskançlığından. Kimi asırlar öncesinin bu aşkını, Leyla Mecnun sevdası gibi yorumlardı... Kimi aşk kelimesini günümüzün bedensel sevişmeleriyle yorumladı. Kimi sapık duygularına... Kimi iğrenç arzularına Şems-i Tebrizi ile Mevlana aşkında temeller aradı... Yazar: Hasan Arif

13 Haziran 2012 Çarşamba

Duygu ve Davranışlarımızın Patronu Olmak





Gençlik bir hayat devresi değil,bir akıl halidir.Yıllar cildi buruşturabilir ancak,heyecanların bitişiyle ruh buruşur.İnsan kendine olan güveni,cesareti ve umudu kadar genç,kuşkusu,korkuları ve bezginliği kadar yaşlıdır.Hiç kimse fazla yaşamış olmakla yaşlanmaz.İnsanları yaşlandıran,ideallerinin bitmesidir.Bir insan hayranlık duyup sevebildiği sürece sonsuza kadar genç demektir...Her mücadele,her yenilgi sizin becerilerinizi artırır.Yani her bir engel sizi daha iyi olmaya zorlayan arkadaşınızdır.Dönerseniz,vazgeçerseniz,onlardan kaçarsanız geleceğinizi fırlatıp atmışsınız demektir.Vazgeçmek,sevdiklerinizin ihtiyaçlarını çalmanız demektir.Duygularınızın efendisi olun ve sizi üzmesine izin vermeyin.Değiştiremeyeceğiniz bir geçmiş geride dururken,biçimlendirip sahip olabileceğiniz bir gelecek sizleri bekliyor.


Yazar Kunter Kurt







Kulak Misafiri



Kulakmisafiri'nin elli sabit fikirlinin hızlı kalem darbeleriyle çizilmiş portrelerinden oluştuğu söylenebilir. Canetti'nin bu yapıtı, yirmili yaşlarında yazmayı tasarladığı ve delileri anlatan roman dizisinin imbikten geçirilmiş kısacık bir özetini andırıyor. Körleşme'de sabit fikirlileri gözlemleme ve betimleme ustası olarak karşımıza çıkan Canetti, bu kez başka bir dünyada farklı ve de sabit fikirli insanların, kapsüller içinde yaşayan insanların hayal ya da kuruntularıyla yarattıkları dünyaları anlatıyor bize
. Şemsa Yeğin
 Yazar: Elias Canetti

Yeni Kitaplarım



Bu ay Kitaba yatırdım tüm paramı, ama çok keyifliydi açıkçası...
Okumaya başladım bittiği an yorumlarımı yazıcam İnşallah

10 Nisan 2012 Salı

İçimdeki İstanbul Fotorafları



“Herkes kendi dilinde ölüyordu. Dilini fırtınalardan korumak için, yeterince duyurulamayan o yangınları, depremleri, aynaların acımasızlığını taşıma umuduyla en korunaklı yerlerinde hayatta tutmaya çalışanların sözleri... Bu sözlerin çağrısını hep duymak istemiştin.

Dil... İnşa etmek istediğin dil, hangi dildi? Evlerin, odaların, sende Türkçeninkinin yanı sıra, başka dil dünyalarının, Fransızcanın ve Yahudi İspanyolcasının renkleri, sesleri ve duygularıyla da kalmıştı. Tabii aynı zamanda kaygıları, korkuları ve içe kapanmalarıyla da... Çocukluk günlerinde bu yaşadıklarının, şehrinin tarihinin, sendeki tarihinin kaçamayacağın gerçekleri arasında yer aldığının farkında değildin. Şehir seni kendisine, bu çağrısıyla da bağlıyordu. Biliyordun, çok iyi biliyordun asıl farklılığın, seni yazıya çağıranın o aynalardan geldiğini.”


Yazar: Mario Levi

Kimya Hatun

Kimya: İnsanları anlamakta zorlandığım anlar olmuyor değil. Rabbim iyilik ve güzellikleri bedava sunarken insan gidip çirkin ve kötülüğü şeytandan satın alıyor, üstelik ruhunu satarak. Şems: İşte kulluğun değeri de buradan geliyor ya.Aşk varsa bahtında sana gelen ayağı ile değil yüreği ile gelir ve bedel ödeten her şey aşk tahtında hiçleşir.

Anlayın beni, anlayın ey aşka sadık kadınlar. Siz Şems’i sadece duydunuz da aşık oldunuz ya benim yerimde olsanız nasıl lime lime ciğerinizin dağlandığını görürdünüz. Ben bir kokusu ile vurgun yedim br de benim kadar Şems’e ayan olsanız ne kıyametler devirirdiniz: “Şems’im neredesin “? diye..

Yazar: Sinan Yağmur

Bir Vaizenin Günlüğü




Bu yazılanlar kendimizi değil, bize büyük bir yüce gönüllülükle, kelimenin tam anlamıyla karşılıksız hizmet edenleri, yetişmemizde bilinçli veya bilinçsiz katkısı olanları şükranı nimet kabilinden anmak ve vaizeliğin bir meslek olarak yarım yüzyıldır bu memlekette icra edildiğini bilmeyenlere, “Biz buradayız” diyebilmek içindir.

Yazar:Fatma Bayram

22 Mart 2012 Perşembe

Aşka Dönüş



"Modern zaman muhaciri" Mauro (Mavlud) Martino, on binlerce kişinin okuduğu Rücu isimli romanının ardından yine çok beğenilecek bir romanla okurunu mistik bir yolculuğa davet ediyor...

Zifiri karanlık kuyulardan başlayan bir yolculuğun sonu Aşk olabilir mi? İnsan hakikate nasıl ulaşır? Varlığın özü sevgiyse, sevginin özü nedir? Romanımızın kahramanı tüm bu soruların cevabını bulmak için çıktığı yolculukta hem "hakikat"i hem de Tolstoy'un sorduğu "insan ne ile yaşar" sorusunun cevabını keşfediyor...


Yazar : Mauro (Mevlud) Martino

Çevirmen : Zeynep Apaydın

Yayınevi: Anatolia Kitap

Kitabın içeriğinden bahsedecek olursak yazarımızın kendisinden dinleyelim,Aşka Dönüş, bir adamın, ışığa doğru yükselmek için nasıl içe yöneldiğini ve karanlığın içindeki her şeyi terk etmek zorunda kalışının öyküsünü anlatıyor.

İçe yöneldiğinde gördükleri ve kurtulmak zorunda oldukları onu şaşkınlığa düşürür ve aklı karışır. Başlangıç aşamasında, aile ve toplumun kendisine bağlı kalmayı dayattığı her şeyi bırakmasını gerektiren sancılı bir karar almak durumunda kalır. Yerleşik düzenini ve alışkın olduğu hayatı geride bırakıp, yüreğindeki sevginin gerçek manada olgunlaşıp yeşereceği, daha ruhani bir yaşama geçerken ve nihayetinde geçmiş yaşamının kabuğunu kırdıktan sonra önceki varoluşuna nispeten daha büyük bir şeye bağlı olarak bir nevi yeniden doğarken korkuya kapılmadığı söylenemez.

Değerlerini yitirmiş bir ailede parçalanmış bir adam olarak bu kabuğu kırma çabası hor görülür. İçinde yaşadığı toplumun değerlerini temsil eden kontrolcü bir eş ve kayınvalideden uzaklaşmasını takiben dünyevi başarılar elde etse de bunlar ona kafi gelmeyecektir. O kabuğu tamamen kırıp, yeniden doğabilmek ve başlangıçtaki rüyanın sonucuna ulaşmak ve yalnızca gerçek sevgi olarak adlandırılabilecek bir mertebeye ulaşmak için bunu da arkasında bırakması gerektiğinin bilincindedir.

6 Şubat 2012 Pazartesi

İffet Yâ Hû



İffet, meşru daire içinde yaşayıp gayr-i meşru sahaya nazar etmeme, el uzatmama, adım atmamaktır.

İffetli bir insan, göz, kulak, el, ayak gibi bütün âzâların helal dairedeki lezzetleriyle yetinmesini bilmeli, hiçbir şekilde ve hiçbir yolla haram işlememeli, izzet ve haysiyetine dokunacak durumlardan da sakınmalıdır.

Elinizdeki kitap günümüz neslinin en büyük imtihan unsurlarından ve Allah Resûlü'nün ifadesiyle müminler için en tehlikeli kayma sebeplerinden biri olarak üzerinde durulan iffeti /iffetsizliği dünden bugüne yaşanmış örnekleriyle anlatıyor:


Yazarı : Ali DEMİREL
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...