30 Aralık 2009 Çarşamba

Ve aşk evliliğin ellerinden tuttu...


Evlilik yemini etmek ister misiniz?
İki insanın ömür boyu birlikteliği hem zordur hem de hoştur. Zordur; çünkü insanın belirsizliği ve kolayca çerçeveye girmemesi, ilişkiyi bir maceraya dönüştürür. Hoştur; çünkü her şeye rağmen insan kalbine mukabil bir kalbi bulmakla, neşelerini ve sevinçlerini çoğaltır, hüzünlerini ve kaygılarını azaltır. Bu zor ve hoş birlikteliğin başlangıcında iki insanın birbirlerine üstü kapalı söz verişleri vardır. Değişik kültürlerde, bu söz verişler, bir tür nikâh manifestosu, evlilik yemini ya da duası adıyla açık edilir. Örneğin, Apaçi Kızılderililerinin 'evlilik yemini' aynen şöyledir: Artık yağmurda hiç ıslanmayacaksınız; çünkü her biriniz bir diğeriniz için sığınak olacaksınız. Artık hiç üşümeyeceksiniz; çünkü her biriniz bir diğeriniz için sıcaklık olacaksınız. Artık hiç yalnızlık çekmeyeceksiniz; çünkü her biriniz bir diğerinize yoldaş olacaksınız. Artık bir bedensiniz; çünkü önünüzde tek bir hayat var. Şimdi yuvanıza gidin, birlikteliğinize tanık olacak günlere başlayın. Her gününüz mutlulukla dolsun, ömrünüz mutlulukla uzasın.

Senai Demirci

14 Kasım 2009 Cumartesi

Gizli telkinle Kur'an terapisi nasıl olur?


























KUR'AN YAYINI ALTINA DİRENMEYİN MESAJI
25. kare filmlerde de çok kullanılan bir teknik. Aktaş, “Fight Clup filminde 26 tane 25. kare var. Ağır çekime alıp izlerseniz bu kareleri yakalayabilirsiniz. Bu filmin yönetmeni, müziklerini yapan kişi eşcinsel ve 25. karelere de eşcinsellikle ilgili mesajlar yerleştirilmiş. Bu mesajları aldığınızda eşcinsellik size normal bir olaymış gibi geliyor. Yüzüklerin Efendisi'nde de 25. kare mesajları var. Müzik endüstrisinde de Madonna ve Michael Jackson kullanıyor.
Mc Donalds'ın çektiği reklamlarda o kadar çok 25. kare var ki! Bazı siyasi partiler bile 25. kareyi zaman zaman kullanıyor.” diyor. Aktaş'a göre bu mesajların en çok kullanıldığı ülkelerden biri Rusya. Sırf bu mesajları tespit edebilmek için özel dedektörler varmış. Kendisine bile bu teknikle insanları alışverişe yönlendiren müzikler yapma teklifleri geldiğini anlatıyor Aktaş. Ama Aktaş'ın asıl ilginç iddiası "Amerika'nın Irak'ı işgali esnasında radyoda yapılan Kur'an yayınının altında Iraklıların bilinçaltına “direnmeniz faydasız” gibi mesajlar verildiği. "

OLUMSUZ TELKİN BAŞARISIZLIK SEBEBİ

Bilinçaltının sonsuzluğu, bilincin ise bu alandan fark edebildiğimiz kısmı, yani toplumun görgüleri, örfleri, adetleri ve yasalarımızı ifade ettiğini söylüyor Aktaş. Bilinçaltımız bir saniyede 400 milyar bit bilgiyi işlerken, bilincimiz bunun sadece 2000 tanesini fark edebiliyor. Bilinçaltı bir çocuk gibi. Kendine söylenen her şeyi alıp uyguluyor ve iyi kötü ayırımı yapmıyor. Mesela çocuklara söylenen “küçüksün, yapamazsın, edemezsin, olmaz” gibi olumsuz telkinler bilinçaltı tarafından alınarak ileride kişinin başarısızlığına neden olabiliyor. Dolayısıyla bilincimiz bilinçaltını, bilinçaltı da bilinci etkiliyor ve böylece kimliğimiz kişiliğimiz ve varlık okumamız açığa çıkıyor.

MESAJLAR 25. KAREDE
Bilincin bu özelliği keşfedildikten sonra, teknolojinin de ilerlemesiyle, Subluminal Teknik yani bilinçaltına gizli mesaj gönderme yöntemi kullanılmaya başlanmış. Bilinçaltına mesaj gönderme çeşitli yollarla yapılabiliyor. Müziğin altına insan kulağının duyamayacağı ama bilinçaltımızın algılayabileceği dalga boyunda mesajlar yerleştirilebiliyor. Gözümüz saniyede 24 kareyi algılayabiliyor. Böylece filmlerin, dizilerin, reklamların arasında, 25. kare kullanılarak bazı mesajlar iletilebiliyor. Gözümüz ve bilincimiz bunu algılayamıyor ama bilinçaltımız algılıyor. Kokuyla bile bilinçaltına mesaj göndermek mümkün. Bu teknikleri, yasak olmasına rağmen, daha çok reklam sektörü kullanıyor. Verilen reklamın arasına yerleştirilen mesajlar sizi o ürünü almaya yönlendirebiliyor. Aktaş, sinemalarda verilen 10 dakika aralarda kola içilmesine yönelik mesajlar iletildiğini söylüyor. 25. karedeki “kola iç” talimatı film arasında koşarak kola almanıza neden olabilir.

ÇİZGİ FİLMLER MASUM MU?
Aktaş, bazı süper marketlerde çalınan hızlı müziklerin altına “daha çok al, daha çok al” mesajının yerleştirildiğini de söylüyor. İnsan bilincinde alışveriş şevkini arttıran Paçuli yağının da marketlerde belli aralıklarla verilmesi kokuyla telkin yöntemlerinden biri. Çocuğunuzun seyrettiği masum çizgi filmde ses ve görüntü yoluyla pornografi ve şiddet içeren mesajlar yerleştirilmiş olabileceğini iddia ediyor Aktaş.
Aslan Kral, Alaattin'in Lambası, 25. kareleri bizzat tespit ettiği çizgi filmlerden. Aktaş, “Donald Duck amca, çizgi filmde laptop ile yazışıyor. Ama görüntüyü dondurup yaklaştırdığınızda laptop ekranında çıplak bir kadın görüyorsunuz. Orada ne işi var?” diye soruyor. Çocuğunuzun seyrettiği çizgi filmdeki 25. kareyi anlayabilmek için DVD oynatıcıda ağır çekimde

Bilinçaltımızı nasıl koruyabiliriz?
Bilinçaltımızı korumak için televizyon seyrederken çok seçici olunması gerekiyor. Mümkün olduğu kadar minimalist yaşamak ve teknolojiyi bilinçli kullanmak önemli. Kur'an, Cevşen okumak da bilinçaltının düzenlenmesi ve korunmasına etki ediyor. Güne başlarken, ya da bir film izleyeceksek, “ben bu filmi izlerken sadece bana faydalı olanları almak istiyorum.” diye telkin vermek işe yarayabilir. Ayetel Kürsi okuyarak etrafınızı çevirin ve etrafınızdan ışıktan bir koruma kalkanı olduğunu düşünün.

17 Ağustos 2009 Pazartesi

SENi ARIYORUM

Seni Arıyorum

Seni arıyorum Kays'ın çöllerinde
Leyla diye feryat edip inlediği yerde
İçimden ayrılık trenleri geçiyor
Mutluluğa çarpıyor kör bir gecede
Cayır cayır yanıyor vuslat kapımız
Koca ırmağı içiyorum
Yangınım sönsün diye nafile
Tek çare sensin,seni arıyorum

Seni arıyorum
Bu puslu hava yarınlarımın önünü kesmiş
Aşkımı köhne bir handa mahpus bırakmış
Umutlarımı yakmış,küllerini sana emanet etmiş
Ama ben başka,ben sana savaşçı

ŞİİRİN DEVAMINI ERCAN İRİŞ'İN ''ADINI YALNIZLIK KOYDUM'' ADLI ŞİİR KİTABINDA BULABİLİRSİNİZŞİİRİN
Şair : Ercan İriş

3 Mayıs 2009 Pazar

Yitik Bilgi Felsefe ve Hikmet









Hakikati aramanın ve ona ulaşmanın formüllerini veren ve işaretlerini gösteren felsefe, çok çeşitli tanımlara muhatap olmuş bir alandır. Filozofların sayısınca felsefe tanımlarının mevcut olduğu ileri sürülse, bu ifade herhalde abartılı olmayacaktır. Nitekim bu özelliğidir ki, felsefeyi, diğer ilmî disiplinlerden ayırmaktadır. Zira felsefe; düşünce ve fikrin zenginleştiği, bir o kadar da çeşitlendiği, aynı zamanda tartışıldığı bir sahadır. Şu halde bu farklılık ve dinamizme mekanlık yapan felsefenin, içinde barındırdığı niteliklerini, kendi tanımlarını ele alarak görelim.
Felsefe: Hikmet Sevgisi
Genel ifadeyle hikmet sevgisi olarak bilinen felsefe, sanatların sanatı, ilimlerin ilmidir. İnsanın kendisini bilmesi olarak da tarif edilen felsefe, bilen insanın mümkün olduğu ölçüde kendisini İlâha benzetmesine vasıta olacaktır. Zira Allah’a en yakın olan kul, en âlim, en âdil, en merhametli ve en müşfik olanıdır (es-sîretü’l-felsefiyye). Aynı zamanda varlıklar üzerine düşünmesine ve Yapıcı’yı (es-Sânî) tanımasına yardımcı olan felsefe, kalıcı ve sonsuz hayatın başlangıcı olan ölüme bir hazırlıktır.1
Felsefe-Hikmet İlişkisi
Felsefe ve hikmet kelimeleri, çoğunlukla birbirleri yerine kullanılmaktadır.2 Dolayısıyla hikmet, bir disiplin ve düşünce tarzı olarak da felsefeyle aynı anlamlara gelmektedir. Özellikle 9. yüzyıldan sonra, Müslüman filozoflar, felsefe kavramı yerine, hikmet kavramını benimsemişlerdir.3

İlimden ayrı düşünülmeyen hikmet, Hz. Peygamber’in (s.a.v) ifadesiyle “Müminin yitiğidir. Onu nerede bulursa alır.”
Ancak kendisine hikmet verilen Hakîm Elçi (s.a.v) için, “hikmetin başı Allah korkusudur.”
Hikmete Ermek, Temiz Akıl ve Kalp

Doç.Dr. Bayram Ali Çetinkaya Nasihat Yayınları

28 Mart 2009 Cumartesi

Kucaklaşmanın Kitabı


Galeano'nun bu kitapta işlediği konu, insan yaşamının ve sevgisinin çeşitliliği... Galeano' nun sürreal çizgileri, kitabın metniyle, çılgın hayal gücü, ince mizahı ve sevimli eski zaman çekiciliğiyle bütünleşiyor...


Eduardo Galeano
Can Yayınları

11 Mart 2009 Çarşamba

Batmayan Güneşlerimiz

Muhteşem bir maziyi daha muhteşem bir istikbale bağlayan köprü olmak isterdim” sözü merhum Cemil Meriç’e ait olsa da bu ülke aydınının birçoğunun yürekten dileğidir bu cümle.

“Batmayan Güneşlerimiz” muhteşem mazimizdeki ilim adamlarımızı genç kuşaklara tanıtmayı hedeflemiş köprü görevini yerine getirecek eserlerden. Sade dili ve akıcı üslubuyla tıp dehası İbni Sina’yı, matematiğin dev ismi Harezmî’yi ve otomasyonun kurucusu sayılan Cezerî’nin ilginç hayatlarını ve çalışmalarını okuyucuya sunan eser muhteşem mazisini tanımak isteyenlerin mutlaka okuması gereken bir çalışma.

Sade dili ve akıcı üslubuyla tıp dehası İbni Sina?yı, matematiğin dev ismi Harezmî?yi ve otomasyonun kurucusu sayılan Cezerî?nin ilginç hayatlarını ve çalışmalarını okuyucuya sunan eser muhteşem mazisini tanımak isteyenlerin mutlaka okuması gereken bir çalışma....

Zekai Şen-Altın Burç Yayınları

6 Mart 2009 Cuma

Küçük şeyler


Kitabın çerçevesi insan ilişkileri, iletişim hataları, yaşama sevinci, çocuklarla iletişim, eşlerle iletişim, rollerimiz, kadın-erkek eşitliği...Küçük Şeyler, etrafımızdaki pozitif şeyleri görüp hayatımızdaki zorlukları, tuzakları yok saymayan, aksine tüm detaylarıyla -Küçük Şeyler’le- bir kez daha gözler önüne seren, verdiği ipuçlarıyla yaklaşım ve davranışlarımıza ışık tutan bir eser.

Prof.Dr.Üstün Gökmen-Sistem Yayıncılık

4 Mart 2009 Çarşamba

Aşıkların Sırrı

Allah'ı sevmek, her türlü alâkanın ötesindedir. Bu sevgiyi vicdanında biraz olsun hisseden neler neler duyar... Cenâb-ı Hakk'ı sevmenin başladığı andan itibaren her sevgi dolaylılık rengine bürünür. Ayrıca Allah'ı sevdiğiniz nispette mâsivâya karşı aşk u alâkanız yavaş yavaş küsuf tutmaya yönelir. Siz artık her şeyi ondan dolayı sevmeye başlarsınız.
Bu Kitap İlah-i Aşkın sırları ile dolu Bir diğer mânâda aşk, mahbubundaki kusurları görmemezlik, gözüne ondan başka hayalin girmemesi ve onu her şeyin ve herkesin üstünde kabul etme hâlidir. Meselâ kişinin, güneşin güzelliğini mahbubunun güzelliği yanında sönük görmesi, "Mahbubum benim yanımda olursa Cennet'in hurilerini istemem." demesi veya "Cennet başkalarının olsun. Bana mahbubum yeter.." gibi iddialar, âşık mırıltıları ve mecazî aşk açısından da akıl ve mantıkla telif edilmeyecek bâlâpervazane iddialardır. İşte bu aşktır ki, Mecnun'u sahraya salmış ve Ferhat'ı da koca dağı delme macerasına itmiştir.
Osman Hulusi Efendinin seçkin Divanından örneklerle süslenmiş güzel bir eser.

Yazar- Sadıl Yalsuzuçanlar- Nasihat Yayınları

8 Ocak 2009 Perşembe

Türk Tarih Felsefesi




Hayat canlı bir organizma gibidir, gelenek ve göreneklerimiz, yönetim sistemimiz, yemeklerimiz, elbiselerimiz her geçen günle değişiyor. Bu değişmeler hayatın dinamizminin bir sonucudur. Bünyesindeki bu muharrik güçten yoksun bulunsaydı, fosilleşmek hayatın kaderi olurdu. Canlılığın kaçınılmaz bir özelliği olan değişmeler de bizi toplum olarak devam ettiren tarih şuurudur. Bu şuurumuz eksik olursa, her renkten renge girişimizde kendimizi milletçe yeni bir kişiliğe kavuşmuş zannederiz; bu da milli şuurumuzun parçalanmasına, şizofrenik bir hal almasına sebep olur.

Milli şuurun biricik kaynağı tarihtir. Milli şuurun realiteyi ifade edebilmesi çin dayandığı tarihin doğru olması lazımdır. Tarihin doğru olup olmadığının tespiti de ancak "tarih felsefesi" süzgecinden geçirilmesiyle mümkündür.

Bugüne kadar "Türk Tarih Felsefesi'ne dair ne bir makalenin, ne de bir kitabın yazılmadığını düşünürsek, Mehmed Niyazi'nin "Türk Tarih Felsefesi"nin nasıl bir boşluğu doldurduğunu idrak ederiz...

Mehmet Niyazi Ötüken Neşriyat
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...