10 Nisan 2012 Salı

İçimdeki İstanbul Fotorafları



“Herkes kendi dilinde ölüyordu. Dilini fırtınalardan korumak için, yeterince duyurulamayan o yangınları, depremleri, aynaların acımasızlığını taşıma umuduyla en korunaklı yerlerinde hayatta tutmaya çalışanların sözleri... Bu sözlerin çağrısını hep duymak istemiştin.

Dil... İnşa etmek istediğin dil, hangi dildi? Evlerin, odaların, sende Türkçeninkinin yanı sıra, başka dil dünyalarının, Fransızcanın ve Yahudi İspanyolcasının renkleri, sesleri ve duygularıyla da kalmıştı. Tabii aynı zamanda kaygıları, korkuları ve içe kapanmalarıyla da... Çocukluk günlerinde bu yaşadıklarının, şehrinin tarihinin, sendeki tarihinin kaçamayacağın gerçekleri arasında yer aldığının farkında değildin. Şehir seni kendisine, bu çağrısıyla da bağlıyordu. Biliyordun, çok iyi biliyordun asıl farklılığın, seni yazıya çağıranın o aynalardan geldiğini.”


Yazar: Mario Levi

Kimya Hatun

Kimya: İnsanları anlamakta zorlandığım anlar olmuyor değil. Rabbim iyilik ve güzellikleri bedava sunarken insan gidip çirkin ve kötülüğü şeytandan satın alıyor, üstelik ruhunu satarak. Şems: İşte kulluğun değeri de buradan geliyor ya.Aşk varsa bahtında sana gelen ayağı ile değil yüreği ile gelir ve bedel ödeten her şey aşk tahtında hiçleşir.

Anlayın beni, anlayın ey aşka sadık kadınlar. Siz Şems’i sadece duydunuz da aşık oldunuz ya benim yerimde olsanız nasıl lime lime ciğerinizin dağlandığını görürdünüz. Ben bir kokusu ile vurgun yedim br de benim kadar Şems’e ayan olsanız ne kıyametler devirirdiniz: “Şems’im neredesin “? diye..

Yazar: Sinan Yağmur

Bir Vaizenin Günlüğü




Bu yazılanlar kendimizi değil, bize büyük bir yüce gönüllülükle, kelimenin tam anlamıyla karşılıksız hizmet edenleri, yetişmemizde bilinçli veya bilinçsiz katkısı olanları şükranı nimet kabilinden anmak ve vaizeliğin bir meslek olarak yarım yüzyıldır bu memlekette icra edildiğini bilmeyenlere, “Biz buradayız” diyebilmek içindir.

Yazar:Fatma Bayram
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...